Fırat : Tatlı su - Türkiye'nin en uzun akarsuyu |
Fidan : Ağaçların genç ve yeni yetişeni |
Filiz : Ağaçtan süren taze dalcıklar |
Firuze : Mesut, mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş |
Fuldem : Her zaman geniş açık görüşlü |
Fulden : Her zaman geniş açık görüşlü |
Fulya : Nergislerden soğan köklü bir bitki |
Funda : Küçük çalılık / Süpürge otu |
Furkan : İyi ile kötüyü birbirinden ayıran kanıt / Kuran-ı Kerim |
Gazal : Ceylan, geyik - Güzel, iri göz |
Gediz : Su birikintisi, gölcük - Ege'de bir akarsu |
Gencay : Ayın bir haftalık hali, hilal |
Gencay : Hilal |
Gencer : Genç yiğit |
Genco : Genç olmaktan,genç o anlamına |
Giray : Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen ünvan |
Girgin : Kolay yakınlık kuran |
Gizem : Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik |
Gökalp : Mavi gözlü yiğit - Göklerin yiğidi |
Gökay : Gök ve Ay gibi güzel olan |
Gökben : Özü genç olan |
Gökberk : Yeşil yaprak |
Gökcan : Yeşermiş, taze can, özlemle dolucan |
Gökçe : Gökrengi, göğce |
Gökçe : Sevimli güzel / Gök rengi, mavimsi |
Gökçen : Mavi gözlü |
Gökçen : Güzel, hoş |
Göker : Gökyüzü gibi er |
Gökhan : Göklerin hakanı Gök gibi büyükhan |
Gökmen : Gök rengi gözlü |
Göknil : Gökyüzüne ait olan, Gök + Nil olarak da düşünülebilir |
Göknur : Nurlu, ışıklı, aydınlık gökyüzü |
Göksel : Gökle ilgili, göğe ait |
Göksu : Mavi su, akarsulara verilen ad |
Gökşin : Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik |
Göktan : Mavi şafak |
Göktuğ : Gök renkli Tuğ sahibi |
Gönül : Kalp, eğilim, sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer |
Görkem : İhtişam, gösteriş |
Gözde : Göze girmiş, birince sevilip beğenilen |
Güçhan : Çetin, güçlü han |
Gül : Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği |
Gülbahar : Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya |
Gülben : Ben, gül'üm anlamında |
Gülbiz : Bizim gülümüz |
Gülçin : Gül derleyen, gül toplayan |
Güldem : Hiç solmayan her dem gül, her dem gülen |
Gülden : Gül gibi, güle ait, gülden yapılmış |
Güler : Gülen, sevinçli, sevinç ve mutluluk dağıtan, temiz kalpli, insanları mutlu eden |
Gülin : Güle ait olan, gülden gelen |
Güliz : Gül gibi güzel iz bırakan |
Gülseli : Gül seli |
Gün : Gündüz vakti / Aydınlık |
Günalp : Güneş gibi yiğit |
Gündoğdu : |
Gündüz : Gecenin karşıtı |
Güneri : Günün yiğidi |
Güneş : Gezegen sistemimizin enerji kaynağı |
Güneş : Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi |
Güneşi : Gündüz kadar güzel |
Güney : Dört yönden biri - Her zaman güneşli yer |
Günhan : Oğuz'un altı oğulundan Güneşi simgeleyenin adı |
Güniz : Günün başlangıcını belirleyen görüntü |
Günnur : Güneş ışığının aydınlığı, nuru |
Günsel : Günle ilgili güne ait |
Günsel : Gün ışığı, ışık seli |
Günseli : Işık seli, bol parlak ışık demeti |
Günser : Işık ver, parla |
Güntan : Güneşin doğuşundan az önceki zaman |
Güntekin : Güneş gibi tek |
Güral : Çok al, bol al |
Güralp : Güçlü yiğit |
Güray : Bereketli, bolluk içinde olan ay |
Gürcan : Herkesi seven, özveride bulunan |
Gürcan : Herkesi seven, özveride bulunan |
Gürel : Sürekli oluşum ve dönüşüm halinde olan |
Gürkan : Gürbüz, kanı bol |
Gürol : Hayat boyu herşeyin bol olsun |
Gürsel : Gürlükle ilgili, gür olan |
Gürsoy : Güçlü, kalabalık soydan |
Gürtan : Işıklı, geniş tan yeri |
Güven : İtimat, emniyet |
Güven : Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak |
Güvenç : Güven - Sevinçli - Dayanak, yardım |
Güzey : Güneş görmeyen yer, kuzey |
Güzin : Seçici, beğenici |
Harika : Eşyanın tabiatı dışında, doğa üstü, garip şey, olağanüstü |
Hasret : Özlem |
Hatay : İl adı Antakya olan kentimizin adı |
Hayal : İnsanın beyninde kurduğu düşünceler , kesitler, olaylar |
Hayat : Yaşam, doğumdan ölüme kadar geçen süre |
Hazal : Haz duy, tad al anlamında |
Hazan : Güz, sonbahar |
Hazar : Barış / Bir yerde oturma hali |
Hazer : Deniz, büyük su |
Hıncal : Öc al, intikam al anlamında |
Hümeyra : Aklık, beyazlık |
Hüray : Ay gibi özgür |
Ildır : Parıltı, parlayış - Alacakaranlık |
Ildız : Yıldız - Gündönümünden 10 gün öncesi |
Ilgar : Çabuk, hızlı - Hücüm, akın - Havanın açık olması - Öfke |
Ilgaz : Atın dört nala koşması - Akın, hücum - Çankırı'nın merkez ilçesi - Bir dağ |
Ilgaz : Hücum, akın - Bir dağ |
Ilgın : Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç |
Irmak : En büyük akarsu, nehir |
Işık : Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke |
Işık : Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke |
Işıkhan : Işıklı han |
Işılay : Ay ışığı, mehtap |
Işıltı : Parıltı, titrek ışık |
Işın : Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti |
Işın : Bir ışık kaynağından çıkan ışık çizgisi |
Işıtan : Aydınlatan, ışık veren |
Itır : Güzel koku / Çiçek |
İdil : Kır hayatını anlatan şiir, ya da yazı - İçten, saf aşk |
İlayda : Su perisi |
İlbey : Egemen olan |
İlcan : Ülkede en sevilen |
İlcan : Ülkenin canı, sevdiği |
İlgi : İlişki - Yakınlık duyma |
İlgin : Yabancı, gurbette yaşayan |
İlham : İçe doğma, esin |
İlhan : Bir ülkenin egemen hanı |
İlkan : İran'da devlet kuran Türk hükümdarı |
İlkay : Ayın ilk günlerindeki hali |
İlkay : Ayın ilk hali |
İlkben : Ben ilk'im anlamında |
İlkcan : İlk doğan erkek çocuklara verilen ad |
İlke : Temel düşünce, prensip - Temel bilgi - Davranış kuralı |
İlke : Temel düşünce, ana görüş ve inanış |
İlker : İlkle ilgili, ilk erkek çocuk |
İlkin : Öncelikle, ilkle ilgili, ilk olan |
İlkin : Önce, öncelikle |
İlknur : Ayın ilk hali |
İlksen : Önce sen anlamında |
İlkyaz : Bahar sonu, Yaz başlangıcı |
İlsu : lkenin suyu, bereketi |
İltekin : Tek eşsiz ülke |
İlter : Yurdunu seven, koruyan |
İlter : Yurdunu seven, koruyan |
İmge : Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey |
İmren : Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği |
İnal : Kendisine inanılan |
İnan : Dizgin - Yönetme - İman |
İnci : İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi |
İpek : İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel |
İrem : Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe |
İsmail : İbrahim peygamberin Tanrı'ya kurban adadığı oğlunun adı |
İşcan : Çalışkan |
İyem : Güzellik |
İzel : İz + El /El izi anlamında |
İzgi : İyi, güzel, adaletli |
Jale : Kırağı, çiğ, şebnem |
Jerfi : Derinlik |
Jiyan : Kızgın, hışımlı |
Jülide : Karışık, dağınık saç |
Kaan : Hükümdar, hanların hanı |
Kahraman : Savaşta yiğitlik gösteren, cesur |
Karacan : Esmer - Küçük ağaçcık |
Karahan : Esmer hükümdar |
Karan : Kahraman, yürekli - Karanlık |
Karanfil : Kokulu bir çiçek |
Karatay : Selçuklu devlet adamı |
Kardelen : Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem |
Karmen : Parlak kırmızı |
Kartal : Yırtıcı bir tür kuş |
Kartay : Yaşlı, pir |
Kaya : Büyük ve sert taş kütlesi |
Kayra : Büyük birinden gelen iyilik - İhsan |
Kerem : Cömertlik, soyluluk büyüklük |
Keyhan : Dünya |
Kılıç : Sivri uçlu,keskin, çelikten silah |
Kırca : Dolu - Ufak taneli kar - Borayla gelen yağmur |
Kırdar : Ölçülü davranış |
Kırhan : Kırçıl han |
Kıvanç : Sevinç, hoşlanma |
Kıvılcım : Yanan mddeden sıçrayan küçük ateş parçası -Harekete geçiren |
Kıvılcım : Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası |
Kiraz : Gülgillerden bir meyva ağacının sulu |
Kolçak : Yiğit, mert, koçak |
Konur : Bozla sarı arası bir renk - Yanık kırmızı - Gururlu, kibirli - Kahraman, |
Koral : Sınır muhafızı |
Koralp : Yiğit sınır muhafızı |
Koray : Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler |
Korcan : Kanı sıcak, kanı kaynayan |
Korçak : Heykel |
Korhan : Ateş gibi hakan |
Korkut : Büyük dolu tanesi - Hayali yaratık |
Kortan : Kor renkli tanyeri - Yalçın kaya - Pelikan |
Köker : Köklü soydan gelen |
Köksal : Kökünü derinliklere sal anlamında |
Kubat : Kaba, şişman |
Kumru : Güvercinden küçük boz renkli kuş |
Kuntay : Ay gibi sağlam, güçlü |
Kunter : Sağlam, kuvvetli |
Kurtuluş : Kötü, tehlikeli durumdan kurtulma |
Kutan : Dua, yalvarma - Saka kuşu |
Kutbay : Uğurlu kişi |
Kuter : Kutlu, uğurlu kişi |
Kuthan : Kutlu hükümdar |
Kutlay : Kutlu, uğurlu ay |
|
|